Portre

Ismail Yildirim, portrait. Photo © P. Cibille

Kariyer

İsmail Yıldırım 1954 yılında Anadolu’nun bir köyünde dünyaya geldi. Onbeş yaşında İstanbul’a gidip güzel sanatlar okudu.

Türkiye’deki siyasi gündemin kargaşasında 1975’de tutuklanıp dört sene hapis yattı. 1980 yılında Lübnan’a kaçtı ve iki sene sonra ise Paris’e, sinemacı arkadaşı Yılmaz Güney’in (Yol filmi için Cannes Altın Palmiye ödüllü) bulunduğu şehre gitti.

Seksenli yıllarda İsmail Yıldırım Fransa’yı ve sürgün hayatını keşfetti. 1984’te kendisini ressamlığa adamaya karar verdi. 1992’de ise heykeltıraşlığa başladı.

2001’de 19 yıllık sürgünden sonra nihayet ülkesine dönebildi. İstanbul’da çok büyük bir galeri eserlerini bir ay boyunca sergiledi. Ailesine, arkadaşlarına ve yepyeni bir özgürlüğe kavuştu.

Bugün ise Fransa’da yaşıyor ve hem Paris hem de Yonne’da, Saint-Aubin-Château-Neuf, çalışıyor. Düzenli olarak Fransa’da ve Türkiye’de sergiler düzenliyor.

Ismail Yildirim, portrait. Photo © P. Cibille

Sanatsal yaklaşım

İsmail Yıldırım 1984 yılında Fransa’da iken kendisini ressamlığa adamaya karar veriyor.

Ancak hayatı ve eserlerinde dönüm noktası olacak bir olay olacaktır. 1992 senesi Sivas’da müzik ve şiir sempozyumu düzenlenmiş ve birçok yazar, müzisyen ve dansçı orada bulunmuştur. Binlerce islamcı kesimden kişiler otellerinin etrafını sarmış ve bir gün boyunca bağırıp hakaretler etmişlerdir. Akşamına oteli yangına vermişlerdir. Otuzyedi kişi hayatını kaybetmiştir.

Paris’te yaşayan İsmail Yıldırım için bu şok çok üzücüdür, öfke ve hiddetin oluşumudur. Kendi halkının çelişkileri onu korkutmaktadır. Resimleri yoğun olmaya başlar ve aşırı olur. Bu durumda heykeltıraş aciliyeti ortaya çıkar, sanki odun, ateş ve kül neler hissettiğini daha iyi anlatabileceklermiş gibi. Dört yıl boyunca neredeyse sadece çehreler…sonra da bedenler yapar.

Mitolojiyle beslenmiş dili git gide yatışacak ve derinlik kazanacaktır. İfadesi daha çok soyutlaşacak ve zamana, geçite ve hafızaya uyum sağlayacaktır. Büyük boyutlar üzerine çalışmaktadır. Dünya gündemi yine de bir sorgulama ve ilham alma kalıcı kaynağı olarak kalacaktır, sürekli kurbanı cellattan ayıran özel sınırda yüzleşiyormuş gibi.

Orta Doğu çatışma ve savaşlarla bölünmüş bir haldeyken, İsmail savaşı kolayca ulaşılabilir (bir insanın göğüs hizasında) gösteriyor, göçler ve kaos. Eseri, ayakta kalanların direncini anlatıyor. Aynı zamanda dinlenme ihtiyacımızı ve barış arzumuzu gösteriyor.

Sanatsal kariyeri boyunca reddedilmiş temalar Akdeniz temalarıdır. Kökenleri çoğul olan çoklu ve çelişkili kültürler lakin içselliği ortak ve paylaşılmış olanlar.

Portrait d'Ismail Yildirim.
Share on facebook
Share on whatsapp
Share on email
Share on pinterest
Scroll to Top